29 Ocak 2010 Cuma

Bir Zamanlar Yeşil Sahada

(Santigrat Dergisi'nde yayınlanan araştırma yazım)Onları meslek hayatlarının ilk yıllarındaki tutkularını ya da başarılarını bilmeden tanıdık.Futbolla başladıkları yola daha sonra çok farklı alanlarda devam ettikleri gibi o alanlarda önemli isimler oldular.Bu isimlerden birkaç örnek sergilerken yeşil sahalardan kopmayan bir ismin küçük yaştaki bir başarısını da detaylı sunmak istedik.

Gençlerbirliği’nden Renklerbirliğine (Burhan Doğançay)
35 yaşında profesyonel futbol,Ankara’da hukuk,Paris’te ekonomi, New York’ta turizm ateşeliği ve ardından devam edecek olan dünyaca ünlü ressamlık.“Gençlerbirliği’nde 25kişi antremana tek topla çıkardık. Galatasaray yanında 2 topla Ankara’ya gelince çok sevinirdik.Beşiktaş’la Çırağan Sarayı’nın orada maç yapardık, topu suya attın mı 10 dakika beklerdin.Türkiye’de futbol kulüpleri şirket olmadığı müddetçe ilerleyemez. Dünyanın hiçbir yerinde futbolcu 10 milyon dolar alırken, yöneticiler bedavaya çalışmaz. Böylece yo-yo gibi antrenör değiştirmezler”diye anlatıyor bir röportajda o günleri ve futbola dair görüşlerini dünyaca ünlü ressamımız Burhan Doğançay.

Zil,şal ve top (Münir Nurettin Selçuk)

Türk Futbol Tarihi’nin ilk yıllarında çok önemli bir mihenk taşıdır “Black Stockings” futbol takımı.Siyah Çoraplılar ile ilgili Utku Erişik’in bir yazısından aynen yer verelim sürpriz futbolcu kahramanımızı: “Annesi bebeğine siyah patik giydirmiş midir, bilemeyiz; ama o yıllarda bir bebek gelir dünyaya. Ağlamasında bile bir ‘ahenk’ olan bu bebeğe Münir adı konur. Münir’in yirmili yaşları,Birinci Dünya Savaşı’ndan yeni çıkmış ve yıkılmak üzere olan bir ülkeye tanıklık eder. Her şeyin ve herkesin umutsuzluk giysisini üstüne çektiği günlerde, küçük bir umutla, birkaç takımla da olsa futbol ligi kurulmaya çalışılır.Ancak sahaya top değil topçular girer. Topraklarımıza düşman topları çevrilmiştir. Kulüpler için tek şanssızlık, bu da değildir. Beslenmenin gitgide yetersiz kaldığı ortamda, sağlık sorunları baş gösterir ve gençler, kulüplerini yalnız bırakmak zorunda kalırlar. Münir’in bırakma sebebi ise, çok terleyip soğumanın ses tellerine zarar vereceğini düşünmesidir. Sahalara o günlerin karamsar ortamında veda eden bu genç, ilerde ansiklopedilere Münir Nurettin Selçuk olarak geçmenin hayaliyle kendini müziğe verir!” İşte ileriki yıllarda büyük bir bestekar olacak olan Münir Nurettin gençlik yıllarında bir dönem Fenerbahçe B takımında futbol da oynamıştır.

Yeşil Sahadan Yeşilçam’a (Memduh Ün)

1941-1942 İstanbul lig Şampiyonu Beşiktaş Futbol takımı Şeref Stadı'nda.Bu kadro içerisinde futbol dışında sonradan çok tanıdık gelecek olan bir isim var.Şimdinin ünlü ve emektar bir sinema yönetmeni diyelim.Kısaca yaşam öyküsüne göz atıp futbol geçmişine de değinelim bu ünlü yönetmenimizin.Türkiye’nin tarihi sınavı olan Kurtuluş Savaşı yıllarında çocukluğu geçen genç adam,bu zorlu dönemde mücadele dolu günler geçirdi.Maddi yetersizlikler nedeniyle üniversite hayaline veda etmek üzereyken, fakülte yurdu tarafından kabul edilince tıp eğitimine başladı. Ancak futbola olan düşkünlüğüyle tanınan Ün, dersleriyle yeterince ilgilenmiyordu. Durum böyle olunca tıp fakültesindeki eğitimini üçüncü sınıfta noktalayarak profesyonel olarak futbol oynamaya başlamıştı.Baba Hakkı,Şükrü Gülesin,Şeref Görkey gibi efsanelerin ekibinde Beşiktaş forması giyiyordu ve takımının şampiyonluk kazanmasında büyük rolü olmuştu.Beşiktaş dışında,Ankara Demirspor,Ankara karması, Muhafızgücü, Adana Seyhanspor, Çukurova karmasında futbol oynadı.1947'de "Damga" filminde başrol oyuncusu olarak sinema alanına girdi. 1951'de yapımcılığa, 1954'de yönetmenliğe başladı. "Üç Arkadaş","Yaprak Dökümü","Ağrı Dağı Efsanesi","Bütün Kapılar Kapalıydı","Gün Ortasında Karanlık", "Zıkkımın Kökü" gibi filmleriyle tanınan Memduh Ün, meslek hayatı boyunca yurt içinde ve yurt dışında yapılan çeşitli festivallerde birçok ödül kazandı.

Minik Maskot Büyük Yazar Oldu (Kemal Belgin)

1951 yılında Fenerbahçe Futbol takımı bir küçük maskotla sahaya çıkmaya başlamıştı.Sarı lacivert forması ile takım kaptanının elinden tutarak her maç yeşil sahaya adım atan bu sevimli küçük maskot çok geçmeden taraftarların sevgilisi olmuştu.Fakat kim olduğu da merak konusu olmuştu tribünlerde.”Miço’nun oğlu Kemal”yanıtı aynı şekilde hızla yayılmıştı merak edenler arasında.”Miço” yıllarını Fenerbahçe kulübüne vermiş,gençlik yıllarında futbol oynamış,daha sonra Fenerbahçe kulübünde idari görevlerde bulunmuştu.Canla başla çalışmasından ötürü “Miço”denilen “Suat Ağabey”in oğluydu bu sevimli maskot Kemal.Küçük yaşta futbol sahasında adım atan o günlerin Fenerbahçe’sinin sevimli maskotu büyüdüğünde sevilen ünlü bir spor yazarı olacaktı.1963-1964 yıllarında sarı-lacivertli kulübün genç takımında top koşturmuş olan,sonrasında yazıları ve yorumları ile herkesin tanıdığı Kemal Belgin.

Aydın Zeybeği,İzmir futbolu (Adnan Menderes)

Tarihler 1917 yılını gösterirken İzmir’in en güçlü takımlarından birisi olan Karşıyaka’da genç bir santrafor görev alır.Aslen Aydınlı olmasına rağmen İzmir Amerikan Koleji’nde öğrenim gördüğü için ninesiyle birlikte Karşıyaka’da yalı boyunda bir evde oturan Adnan ayrıca basketbolda da başarılı bir oyuncu idi.Gayet iyi de bisiklete binerdi.Boş zamanlarında o bozuk yollarda Menemen’e kadar gidip gelirdi bisikletiyle.Karşıyaka’nın Kırmızı-Yeşil formasını yıllarca başarıyla sırtında taşıyan bu genç sporcu bir gün gelecek Türk Spor Kurumu Başkanı olacak ve daha sonra da tarihimiz kendisini Başbakan Adnan Menderes olarak tanıyacaktı.Menderes 1920’li yıllarda İzmir’in bir başka güzide kulübü Altay’da da forma giyecekti.

Sahada centilmen ekranda showmen (Yıldo)

Asıl adı Ahmet Yıldırım Benayyat olan kahramanımız,Konya ilinin Ereğli ilçesinde doğdu.1962'de gençler Türkiye 400 metre engelli rekorunu kırarak adını Türk spor dünyasında duyurmuştur.1965'te Ankara Cumhuriyet Lisesi'nde voleybol oynarken Boluspor'a futbolcu olarak transfer olmuştur.1967'de futbol oynarken tekrar voleybola dönerek Galatasaray voleybol takımında oynamıştır.İlerleyen yıllarda sıkca anılacağı Yıldo lakabı ilk defa arkadaşı Milli voleybolcu Yavuz Işılay tarafından Galatasaray’da voleybol oynarken takılmıştır. Daha sonra yeniden futbola dönen Yıldo,Galatasaray'in 1970-71 ve 71-72 yıllarının Gökmen'li,Yasin'li,Brian Birch'lu şampiyon kadrosunda yeralmıştır.Futbol yaşamı boyunca Galatasaray,İstanbulspor, Sarıyerspor,Şekerspor ve Gaziantepspor'da futbol oynamıştır. Futbolun ardından ticaret ile uğraşan Yıldo, 1993'te dikkatleri çekerek televizyon dünyasına girmiş ve gece programları yapmaya başlamıştır. Böylece Türkiye ilk gece showmen'i ile tanışmıştır.

Wembley’de İlk Türk ( Levent Eriş)

İzmir Eşrefpaşa’nın mütevazi kondularından çıkan 13 yaşında bir Türk çocuğu,sırtında taşıdığı Ay-Yıldızlı formayla İngiltere’nin meşhur Wembley Stadyumu’nda ülkesini penaltıcı olarak temsil etmişti.İngiliz ITV Televizyonu tarafından her yıl düzenenlenen “Küçük Penaltıcılar” yarışmasına 1976 yılında TRT aracılığıyla İzmirspor Kulübü adına katılmıştı küçük Levent.İnönü Stadı’nda yapılan ön elemede 88 küçük penaltıcı arasında birinciliği kazanan 13 yaşındaki bu Türk çocuğu uluslarası yarışmaya katılma hakkını elde etmişti.Wembley’de dev kalabalık önünde yarışan Levent,yarışmanın finaline de kalmaya hak kazanmıştı.Küçük penaltıcımız finalde 5 ülkenin yarışmacıları ile mücadele edecekti.Penaltı çekilen kalede Queens Park Rangers’ın ünlü kalecisi Phil Parkers vardı.Hollandalı küçük penaltıcı 6 atışını da gole çevirirken Levent ’in 6.ve son şutu direkten dönünce ikinci olmuştu.Kaleci Parker tebrik ettiği Levent’e “Kalecilik hayatımda bana yeni ve büyük bir tecrübe kazandırdın.Hep aynı köşeye atış yapacağın aklıma bile gelmemişti”demişti.Annesini ve babasını küçük yaşta kaybeden ve küçük bir gecekonduda anneannesi ve bir marangoz yanında çalışan ağabeyi ile birlikte oturan bu küçük Türk çocuğu, Kraliyet locasında ikincilik kupasını alırken seyirciler kendisine büyük sevgi gösterisinde bulunuyorlardı. O küçük penaltıcı şimdi Türk futbolunun teknik direktörlerinden oldu.Levent Eriş son olarak Manisaspor’u çalıştırdı.

Tarkan Kaynar

Kaynaklar : Cem Atabeyoğlu Türk Spor Tarihi Ansiklopedisi / NTVMSNBC /gazetevatan.com

Hey Gidi Kafadan Koparan


Spor yaşamına bir göz atalım isterseniz;Asıl adı Ahmet Yıldırım Benayyat olan Yıldo, Konya ilinin Ereğli ilçesinde doğdu.Ankara Cumhuriyet Lisesi'nde voleybol oynarken 1965 yılında Boluspor'a futbolcu olarak transfer olduğu için Bolu Lisesi'nde lise eğitimini tamamladı.Daha sonra, 1973 yılında üniversite eğitimini İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi (bugünkü Marmara Üniversitesi)'nde tamamladı.Spor hayatında ilk defa 1962 yılında gençler Türkiye 400 metre engelli rekorunu kırarak adını duyurdu. 1965 yılında lisede voleybol oynarken Boluspor'a futbolcu olarak transfer oldu. 1967 yılında futbol oynarken tekrar voleybola dönen Yıldo, Galatasaray Spor Kulübü'nün voleybol takımında oynadı. "Yıldo" lakabı ilk defa arkadaşı millî voleybolcu Yavuz Işılay tarafından Galatasaray voleybol takımında oynarken takıldı. Daha sonra yeniden futbola dönen Yıldo, Şekerspor, Galatasaray, İstanbulspor, Sarıyer, Şekerspor ve Gaziantepspor'da futbol oynadı.Futbolun ardından plastik torba ticareti yapan Yıldo, 1980'li yıllarda Türkiye'de yeni yeni gelişen plastik torba sektörünün öncülerinden biri oldu. 1993 yılında davranışları ve kişiliğiyle dikkatleri üzerine çeken Yıldo, Star TV ile televizyon dünyasına girdi. Bu kanalda Süper Turnike yarışma programını sundu. Yıldo, daha sonra Star TV ve Kral TV'de gece programları yapmaya başladı. Böylece Türkiye ilk gece showmen'iyle tanışmış oldu. Bu programlarda kitlelerin ilgisini çeken Yıldo, Türkçe argoya "kafadan koparma" deyimini soktu. Yıldo aynı zamanda çeşitli dizilerde de oyunculuk yaptı. Ayrıca, Hemşo ve Dansöz filmlerinde rol aldı. Aşk hayatıyla da magazin gündeminde yer almış olan Yıldo birden fazla evlilik yaptı. Şu anda çeşitli televizyon programlarına konuk olan Yıldo, Number One TV'de Ters Köşe adlı futbol programını ve Kanal T'de haftaiçi hergece Bağlan Bana adlı programı sunmaktadır.Şimdi Esra ve Ceyda Ersoy kardeşlerle birlikte CINE 5`te Neşeli Günler adlı sabah programını sunmaktadır.(vikipedi)
SEZON: 1970/71
BAŞKAN: Selahattin Beyazıt TEKNİK DİREKTÖR: Brian Birch KADRO: Yasin Özdenak, Nihat Akbay, Ekrem Günalp, Tuncay Temeller, Muzaffer Sipahi, Aydın Güleş, Savaş Yarbay, Talat Özkarslı, Samim Yağız, Olcay Başarır, Ergün Acuner, Ahmet Akkuş, Mehmet Oğuz, Suphi Soylu, Cengiz Erkazan, Gökmen Özdenak, Metin Kurt, Uğur Köken, Ayhan Elmastaşoğlu, Yıldırım Benayyat, Avran Kalpin)
SEZON: 1971/72
BAŞKAN: Selahattin Beyazıt TEKNİK DİREKTÖR: Brian Birch KADRO: Yasin Özdenak, Nihat Akbay, Ekrem Günalp, Tuncay Temeller, Muzaffer Sipahi, Aydın Güleş, Savaş Yarbay, Samim Yağız, Tarık Küpoğlu, Olcay Başarır, Ahmet Akkuş, Mehmet Oğuz, Suphi Soylu, Bülent Ünder, Gökmen Özdenak, Metin Kurt, Uğur Köken, Ayhan Elmastaşoğlu, Yıldırım Benayyat

Seçime bir gün kaldı

Beşiktaş'da başkanlık seçimlerine 24 saat kaldı.Bu iki gazete kupürü efsanevi başkan Baba Hakkı(Yeten)'nın siyaset ve spordaki iki ayrı seçim gününün yansıması. Baba Hakkı'nın ruhu üzerimizde olsun ve Beşiktaş için en hayırlı sonuç onun ulu divan gözetiminde gerçekleşsin.

Tarihi bilgiyi önemsermiş gibi yapmak



23.11.2009'da gündem olan bir habere o gün yaptığım yorumu buraya aktarmak istedim:
Derbilerin tarihleri,kadroları ve neticeleri konusunda çok detaylı bilgi sahibi olamayabiliriz.Futbolla ilgili olup da Google'da sadece 1-2 kere "türk derbi","gs-fb"veya "türk futbol tarihi" şeklinde versiyonlu aramalar yaptıysanız bu haberdeki fotograf illa ki karşınıza gelmiştir.Ben konunun ilgilisi olarak 2 senedir yaptığım taramalarda en çok karşıma çıkan 5 fotograf arasında sayabilirim bu bilet fotografını(bir tanesi ağları delen metin oktay golü,bir tanesi can bartu metin oktay el sıkışması,bir diğeri mehmetçik basri vs vs..). Bu ilgisizliğimizin gayet farkında olup cüretkarca tarihi belgeler üzerinde tahrifat yaparak bizleri yanlış bilgilere sürükleyenler de var.Ama burada kabahatın 4'de 3'ü onlarda ise 4'de biri bizlerde.Her ne kadar koca medya kuruluşunun karşısında bizim araştırma alanımız kısıtlıysa da hafızasız toplum hastalığımızın ürkütücü virüslerinden birisi olan bu çarpıtma durumlarına karşı da az da olsa donanımlı olmak zorundayız.Taraftarlık vasıfları içerisinde genellikle geri planda kalan kısıtlı "tarihi bilgi donanımlarımız" genelde yalan yanlış ve magazinel şehir efsaneleri ile doludur.Futbol kitaplarının okunma gereği en azından "laf atışmalarında" hiç olmazsa bunu bile doğru yapabilme adına gerekli. Neyse ilgili haberin linkini aşağıda aktarıyorum: http://www.ataryemez.com/gazete/hurriyet-gazetesi-tarih-skandali/

Haberi okuyunca "evet demek doğrusu bu imiş" demeyin.Çünkü bu kez düzeltme haberinde verilen tarihi bilgiler de yanlış.28 kasım 1924'de gs-fb değil bjk-fb oynadı.Bahsi geçen biletin tarihi ise 15 haziran 1923 ve gs-fb derbisine ait.Yani düzeltirken bile tarihi bilgi eksiklerimiz var.

İzmir'de başladı herşey


Bu resme dikkatli bakın."Kadikioi" dese de İzmir Bornova çayırlarında başlayan bir maceranın resmidir bu.İngiltere'den tam 40 yıl sonra başlayacak bir maceranın ilk resimlerinden.İzmir'in imarını gerçekleştiren önemli ailelerin fertleri 1890'larda başlattılar bu macerayı ve İstanbul'a taşıdılar.. Anlatılacak çok macera barındırıyor bu fotograf günümüze uzanan yolculuğunda..(atanalirspor.blogspot.com'da 13 aralık 2008 tarihli yazım)

futbol sinemalarda

Hayır,haber 1999 veya 2001 deki maçlardan bahsetmiyor. Hatta bu bir haber değil bir reklam.24 Ocak 1964 yılında Avrupa Şampiyon Kulüpler Kupası çeyrek final ilk maçı.Metin Oktay "Mithatpaşa'nın kralı" diye tanıtılıyor gazetede.Milan 1-3 yenip dönmüş ülkesine.Galatasaray her iki maçta da mağlup olarak Şampiyon Kulüpler Kupası’na veda etmiştir.